Kimimiz neşeden, kimimiz dertten, bazen de yapacak bir şey bulamadığımızdan sarılırız sigaraya. Ne derdimizi giderir ne de stresimizi alır gerçi. Ama yine de sebepsizce bağrımıza basarız sigarayı. Bir taneden bir şey olmaz, diye başlarız sigaraya ya da ‘Ben bağımlı olmam.’ diye başlamışızdır. Hem çevremizdeki arkadaşlarımız da içiyor ya, biz de içmeliyizdir! Ve bir gün sigara alır bizi avucunun içine…
Hiçbir yararı yoktur, verdiği zarardan başka… Bırakmak isteriz ya da sadece söyleriz: “Şu sigarayı bırakmak lazım ya!” Ama sadece bırakmak lazımdır. Hem de hiçbir çaba sarf etmeden…
Binbir zararıyla sigara hayatımızın başköşesine kurulmuş. Büyük küçük demeden onunla yatıp onunla kalkar duruma gelmişiz. Peki bir sigaranın hayatımızdan on dakikayı çaldığını ve bizden çaldığı dakikalarla adeta bir vampir gibi kendi hayatına hayat kattığını biliyor muydunuz? Sigaranın; topluma, sosyal hayata, bedene daha da önemlisi ruhumuza ve beynimize verdiği zararları boşu boşuna sıralamanın anlamı yok. Şimdi hepimiz bunları bildiğimiz halde, sigaranın esareti altına girmeye can atıyoruz. Ve esaretin bedelini hayatlarımızla ödüyoruz.
Ölümle yaşam, gençlik ile ihtiyarlık, güç ile zafiyet nasıl ki bir araya gelemeyecekse; yaşam ile sigara da asla bir araya gelmeyecektir. İkisi de, bir terazinin iki farklı kefesinde yer almaktadır. İkisini bir araya getirmeye çalışsak bile terazinin dengesi bozulduğu gibi, ikisi de yerde bulacaktır kendini.
Gelin hep beraber bu yanlıştan dönelim. https://sexlocals.ch Başımıza bir musibet gelmeden bin nasihâte kulak verelim. Güç içimizde bir yerde saklı, gücünüzü keşfedin. Yaşamaya evet diyebilmek için sigaraya hayır diyelim. Gelin hep beraber atalım sigara paketlerini, bir daha hiç almamak üzere.
Yeni parolamız: “ Yaşamaya evet, sigaraya hayır.”
Ayşe Nur CİVCİ
