Vatan Şairi Mehmet Akif ERSOY

Her anne vatana, millete hayırlı bir evlat yetiştirmek ister. Sanırım Mehmet Akif ERSOY‘un annesi de oğlunu dünyaya getirirken bu duygular içindeydi. O anne öyle bir evlat doğurdu ki, bu millet, onun kalbinden dökülen sözcüklerle dimdik ayağa kalktı. Yokluk ve yoksulluk içinde büyüyen Mehmet Akif, hep Hakk’tan yana olmuş, Hakk’tan asla vazgeçmemiştir.
Ben şimdi biliyorum ki Mehmet Akif ve İstiklal Marşı konusunda ne söylesem az ne yapsam eksik olacak. Özüne dönüp baktığımda aklımda kalan daha doğrusu beynime nakşeden bir söz var: “Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal!” Hem ikinci kıtanın hem de son kıtanın sonundaki bu sözü anladığımızda bu güzel şiirin özünü kavramış demektir.
Vatan aşkıyla yoğurulmuş bu büyük şairimiz hem yaşadıklarıyla hem de yazdıklarıyla bizlere örnek olmuştur. Zorunlu olduğu için baytar mektebinde eğitim alan Mehmet Akif’in biran önce eli ekmek tutmalıydı. Okulunu hemen bitirip para kazanmalıydı. Çünkü ailesinin yükü onun omuzlarındaydı. Ancak biz görüyoruz ki bu asil adam yokluk içinde yaşamasına rağmen İstiklal Marşı için verile 500 altını kabul etmemiştir. Bu ödülü alsaydı Mehmet Akif ne kaybederdi ki Mehmet Akif’liğinden?
Ben İstiklal Marşı’nı her okuduğumda sanki o savaş yıllarını bamtelimde hissediyorum. Onun içtenliğini, o ifade kudretini görebiliyorum. Ülkemiz için başkalarının kurduğu tuzakları öyle güzel göstermiş ki anlamamak mümkün değil. “Korkma!” diye başlaması bir tesadüf olamaz. Hakk hep senin yanında ey Türk Milleti demek istemiş. Bundan cesaret alan kahraman askerimiz bilir ki kalırsa gazi ölürse şehit olacaktır. Şehitlik de ne güzel bir ödüldür. Peygamberimiz onlara kucağını açmış beklemektedir. 15 Temmuz şehidimiz Ömer HALİSDEMİR ve İzmir şehidimiz Fethi SEKİN’de bu duygularla güç bulmamış mıdır yüreklerinde? Yoksa hangi yürek ölüme koşar böyle kahramancasına?
Her kelimesş anlam yüklü olan İstiklal Marşı’nda “Şafak” kelimesi de ilgimi çekmiştir. İlk kıtada akşamı yani biraz karamsarlığı ifade ederken son kıtada “umut” vermesi rastlantı olamaz. Güneşin doğuşuyla oluşan kızıllık, bağımsızlığımızdaki asil kanın rengi ile bütünleşip sonunda aydınlık günleri göreceğimiz vurgulanmıştır.
“Ben ezelden beri hür yaşadım hür yaşarım.” diyen Mehmet Akif, istiklali uğruna anasına, eşine, evladına zamansız veda eden bir nesli anlatmaktadır. Öyle bir millettir ki bu evladının, eşinin, babasının ardından “Vatan sağolsun!” diyebilmektedir. Dün yada bugün hiç fark etmez ; isimler değişse de vatan aşkımız hiç değişmez.
Diyordum ya şimdi ben ne söylesem az ne yazsam eksik olacak “Allah bu millete bir daha İstiklal marşı yazdırmasın!”.
Rabia Rüya SALMAN
[yasr_visitor_votes size=”medium”]