SUÇLU SENİN İÇİNDE

Şu kalabalık dünyanın aksine bir gün bir yerlerde unutulma telaşı…
Öyle garip bir histir ki bu; akla geldikçe karanlık basar ufukları, sağanağa tutulmuşçasına sırılsıklam, işler bedene. Taa iliklerine kadar tanıtır kendini: “Ben yalnızlık!”
Hep yaşanılır, ama anlatılamaz; insanı tamamen kuşatır, bir karabasan gibi ansızın bastırır, uyanmak istersin ama nafile, yalnızlık işlemiştir bir kere bedene.
Kendini yalnız hissedersin ya, işte o zaman bütün dünya üstüne yıkılmış gibi ağır gelir yaşadıkların. Yıkıntılar arasından seni kurtaracak bir el uzanmaz çoğu zaman. Hayat bir kez daha acımasız yüzünü gösterir o dakika. İşte o vakit duygularına hükmeden kalbinin ve düşüncelerini yöneten aklının girmiş olduğu savaştan galip çıkan yine her zamanki gibi aklın olur. Ve yaşamın faturasını keserek eline tutuşturur…
Kendinle hesaplaşmaya başlarsın. Acıların bir nebze olsun dinsin istersin. Kendi kendine yok yere çabalarsın, çabalarsın da sonunda hep aynı onsuzluk, hep aynı yalnızlık.
Zaten onun olmadığı bir yer ne zaman kalabalıktı ki? Onsuz hayat nasıl devam ederdi ki. O değil miydi seni yalnızlığın dehlizlerine, sarıp sarmalamadan bırakıp da giden.
Kalbini camdan hissetmedin mi çoğu zaman? Pırlanta diye kalbinde taşıdıkların elmas gibi parça parça kesmedi mi kalbini? Güvendiğin yüreğini ellerine sunup ‘canımsın’ dediklerin kör kuyulara atmadı mı seni? Yusuf gibi sabrettin de yapılanlara, sen yine de bir kalbe bile hükmedemedin ki. Zaten yok pahasına vermedin mi sevgini? Seni tanımayan, anlamayan hülasa anlamaya da çalışmayanlar yakıp da gitmedi mi yüreğini?.. echoua.com
Sonsuz bir güven besleyip büyüttün de içinde, sonrasında koca bir onsuzluk ve geride kırık dökük bıraktıkları…
Şimdi uzaklara bakıp bakıp da suçlu arama. Ne yaşadıysan hak ettin de yaşadın. Suçlu arama boşuna, suçlu senin içinde…
Kanlı gözyaşlarını silecek bir el arama, başını yaslayabileceğin bir omuz, üşüyen kalbini ısıtacak bir kalp arama boşuna. Çıkarıp atmaya çalışma! Yalnızlık senin içinde…
AYŞE NUR CİVCİ