Türk edebiyat’ının ilk edebi romanı olarak kabul edilen roman, varlıklı bir aile evladı olan Ali Bey, iyi eğitim görmüş, kibar bir gençtir. Babası öldükten sonrasında annesi tarafından dönemin Çamlıca gezilerinde avutulmak istenir. Bigün Çamlıca’da fena yola düşer fakat oldukça güzel bir kadın olan Mahpeyker ile tanışır ve ona gönlünü kaptırır. Onun kötü hanım olduğundan habersiz olarak bu aşkla yanıp tutuşmaktadır. Olayı haber alan annesi Ali Bey’i ondan uzaklaştırmak için eve Dilaşup isminde genç bir cariye alır. Bir süre sonrasında Ali Bey Mahpeyker’in gerçek yüzünü öğrenir ve ondan ayrılır. Avunmak için Dilaşup’la ilgilenir ve onunla evlenir. Bu eşiyle olan evliliği öğrenen Mahpeyker’in gururu kırılır ve Dilaşup’un kötü bir kadın olduğunu yayar. Bunu haber alan Ali Bey oldukca üzülür. Dilaşup’u döver ve esirciye satar. Esirci Dilaşup’un kötü bir kadın olduğunu çevreye yayar. Esirci Dilaşup’u Mahpeyker’e getirir. Mahpeyker kızı her akşam başka bir adama satar. Olanlara üzülen Ali Bey’in annesi ölür. Ali Bey yataklara düşer.Mahpeyker, Ali Bey’i öldürtecektir. Mahpeyker’in bu planını öğrenen Dilaşup, Ali Bey’e bunu haber verir. Ali Bey bu habere inanmaz fakat Mahpeyker’in evine gidince anlatılanların doğru olduğunu anlamış olur, evden kaçar. Ali Bey kaçınca Dilaşup, Ali Bey’in paltosuna bürünüp yatar. Kiralık katil yatan kişiyi Ali Bey zannederek Dilaşup’u öldürür. Ali Bey polisleri alarak eve döndüğünde Dilaşup’u kanlar içinde yerde görünce Mahpeyker’e saldırır ve onu öldürür. Bu vaka sonucunda Ali Bey, hapse atılır ve orada yaşamını kaybeder. Romanın son mesajı “son pişmanlık fayda etmez”dir.
