Aç Ayı Oynamaz Atasözünün Anlamı

Eğer bir insan ya da bir hayvandan bir iş ya da emek bekliyorsak onu beslemeliyiz. Bizim için çalışan, bize faydası olan bir varlığın karşılığını mutlaka vermeliyiz. İhtiyaçları karşılanan eğer insan ise daha mutlu ve zevkle işini yapar. Eğer bir hayvan ise yorulmadan gücünü daha uzun süre kullanarak faydalı olmaya devam eder. Aç ayı oynamaz atasözü ile açıklanmak istenen budur.
Aç ayı oynamaz atasözünün hikayesi:
Ormancının biri bir gün ormanda kesmek için ağaç ararken küçük bir ayı yavrusuna rastlar. Yavru ayı açlık ve susuzluktan halsiz bitkin düşmüştür. Ormancı ona acır ve evine götürür. Yavru ayıyı yedirir, içirir, besler ve büyütür. Zamanla iyileşen ve kendine gelen ayı vahşi doğası gereği hareketlenir ve ormancının kontrol edemeyeceği bir hale gelir. Hem karnını doyurmak için maddi gücü yetmemeye başlar hem de etrafı kırıp dökmesinden dolayı maddi zarara uğrar. Ormancı ayıyı satmaya karar verir. Boynuna zincir bağlayarak pazarın yolunu tutar.
Pazarda bir alıcının dikkatini çeker. İyice inceledikten sonra:
“Oynar mı bu ayı” diye sorar.
Ormancı, ayıya müşteri bulmanın sevinci ile,
“Oynar, hem de çok güzel oynar.” der.
Alıcı; “o zaman oynasın da görelim.” deyince,
Ormancı, bir an ne söyleyeceğini şaşırsa da, dudaklarından durumu kurtaracak o söz dökülür.
“Oynamasına oynar da, önce karnını doyurmak lazım. Aç ayı oynamaz” der.